SÜNNET VE HADİSE YÖNELİK GİZLEME VE TAHRİF (2)
şöyle nakledilir: "Resul-i Ekrem'e `Ya Resulallah! Her peygamberin bir vasisi vardır, ya senin vasin kimdir?' diye sordum. O gün Resulüllah cevap vermedi. Fakat birkaç gün sonra beni çağırdı. Ben aceleyle huzuruna koştum. O, `Musa'nın varisinin kim olduğunu biliyor musun?' buyurdu. Ben, `Yûşa b. Nun'du' dedim. Peygamber, `Neden biliyor musun?' diye sordu. Ben, `Çünkü o herkesten daha bilgiliydi' dedim. Bunun üzerine Resulüllah şöyle buyurdu: Benim vasim, sırdaşım, en seçkin hatıram, ahdimi yerine getirip borcumu ödeyecek olan Ali b. Ebi Tâlib'dir." Heysemi der ki, "Mecmau'z-Zevaid'in yazarı Taberani, burada şöyle ekler: Resulüllah `benim vasim' derken Ali'yi kendi ailesine vasi etmiştir, hilafete değil." 668 Bir diğer örnek de şudur: İbn-i Hişam, es-Siretu'n-Nebeviyye adlı kitabında Resulüllah'ın sünneti hakkında kaydettiklerini Bukai'nin rivayetiyle İbn-i İshak'ın siretinden almıştır. O, kendi kitabı hakkında şöyle der: "Ben İbn-i İshak'ın bu kitaptaki yazılarından bazılarını kaydetmedim. Söylenmesi hadis makamını düşüren ve halkın söylenmesinden hoşlanmadığı şeyleri kaydetmekten sakındım." İbn-i […]
