RESULÜLLAH’IN SÜNNETİNİN YAZILMASININ ENGELLENİŞİ / OSMAN’IN HİLAFETİ DÖNEMİNDE (3)

İlk üç halife Resulüllah'ın hadis ve sünnetinin yazılmamasının, anlatılıp yayılmamasının asıl sebebini dile getirmiyorlar ve bunu dolaylı yollardan yapmaya çalışıyorlardı. Onlar Muaviye gibi maksat ve amaçlarını açıkça dile getirmiyorlardı. (Öte yandan, Resulüllah'ın hadislerinin yazılmasının engellendiği bir dönemde maalesef, hıristiyan rahip Temim-i Dari ve yahudi Ka'b el-Ahbar gibi […]

RESULÜLLAH’IN SÜNNETİNİN YAZILMASININ ENGELLENİŞİ / MUAVİYE’NİN DÖNEMİNDE

Taberi şöyle rivayet etmektedir: "Hicret'in 41. yılında Muaviye, Muğiyre b. Şube'yi Kûfe valiliğine atayınca, yanına çağırarak ona şöyle dedi: Sana bir çok şey hakkında tavsiyede bulunmak istiyorum. Fakat onların tümünü kendi iş becerine bırakıyor ve söylemiyorum. Ancak şunu hatırlatmadan geçemeyeceğim. Ali'yi kötülemekten ve hakkında çirkin şeyler söylemekten, Osman […]

RESULÜLLAH’IN SÜNNETİNİN YAZILMASININ ENGELLENİŞİ / MUAVİYE’NİN DÖNEMİNDE (2)

`Ben, Ebu Tûrab'ın (Hz. Ali) faziletiyle ilgili hadis rivayet edenlerden beriyim. Ve onları düşman bilmekteyim.' Muaviye'nin bu emri uygulanırken Kûfe halkı büyük felaketlere uğradılar." 653 Muaviye'nin bu emri üzerine Hucr b. Adiyy ve arkadaşlarının elleri bağlanarak boyunları vuruldu. Ruşeyd Haceri ve Meysem-i Temmar darağacına asılarak öldürüldü.   653 İbn-i […]

RESULÜLLAH’IN SÜNNETİNİN YAZILMASININ ENGELLENİŞİ / ÖMER B. ABDÜLAZİZ DÖNEMİNDE

Ömer b. Abdulaziz, Medine halkına şöyle yazdı: "Resulüllah'ın hadislerine dikkat edin ve onları yazın, ben bu ilmin, sahiplerinin ölmesiyle yok olmasından endişeleniyorum." İbn-i Şehab ez-Zühri, hicri birinci yüzyılda Ömer b. Abdülaziz'in emriyle hadis yazmaya girişen ilk kişidir. 654 Fakat H. 101 yılında halifenin zehirlenerek öldürülmesi nedeniyle onun bu işi […]

RESULÜLLAH’IN SÜNNETİNİN YAZILMASININ ENGELLENİŞİ / ÖMER B. ABDÜLAZİZ DÖNEMİNDE (3)

Bizim burada kaydettiklerimiz, bu tarihten önce de hadis yazıldığını bildiren rivayetlerle -örneğin Abdullah b. Amr b. As'ın esSahifatu's Sadıka veya tabiinden Zühri'nin hadis alanında ayrı bir kitabı olduğunu bildiren rivayetlerleçelişmemektedir. Çünkü, bu gibi kitapların sadece isimleri, hadis yazımına izin verilen asrın ulemasına ulaşmıştır, kendileri değil! Eseru'l Eilmme […]

BİRBİRİYLE ÇELİŞKİLİ İKİ HADİS NASIL MEYDANA GELDİ?

Muaviye'nin hilafeti döneminde Resulüllah'ın hadisleri arasında rivayet edilen ve O'nun sünnetinden sayılan hadislerin şu hadislerden ibaret oldukları sanılmaktadır: Sahih-i Müslim, Sünen-i Daremi, Sünen-i Ahmed b. Hanbel'de Resulüllah'tan şöyle nakledilir: "Benden bir şey yazmayın, Benden Kur'an dışında bir şey yazan onu yok etsin." 658 "Resulüllah'tan, sözlerini yazmak için izin […]

BİRBİRİYLE ÇELİŞKİLİ İKİ HADİS NASIL MEYDANA GELDİ? (2)

Ebu Hureyre'den, "Biz Resulüllah'tan duyduklarımızı yazıyorduk. O sırada yanımızdan geçerken, `Ne yazıyorsunuz?' diye sordu. Biz, `Sizden duyduklarımızı' diye cevap verdik. O, `Kur'an karşısında bir kitap mı?' dedi. `Bizim sizden duyduklarımızdır' dedik. Bunun üzerine Resulüllah şöyle buyurdu: `Allah'ın Kitabı'nı yazın, yalnız Allah'ın Kitabı'yla uğraşın, Allah'ın Kitabı karşısında başka bir […]

BİRBİRİYLE ÇELİŞKİLİ İKİ HADİS NASIL MEYDANA GELDİ? (3)

lerim, Benim peşimden gelip hadis ve sünnetimi ezberleyenlerdir' buyurdu." 665 Buhari, İlim adlı kitabında şöyle yazıyor: "Yemen halkından bir kişi Resulüllah'ın hadisini duyunca, `Ya Resulallah! Onu benim için yaz' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, `Bunu falanca için yazın' buyurdu." 666 Bu noktada akla şu soru gelmektedir: Hz. Peygamber hadisleri[…]

SÜNNET VE HADİSE YÖNELİK GİZLEME VE TAHRİF

Emirü'l-Mü'minin Ali'nin "vasi" lakabıyla meşhur oluşu, Hilafet Mektebi'nin siyasetiyle çeliştiğinden bunu inkar edip, bu alandaki nasları gizlemek yolunda bir hayli çaba sarfettiler. Hilafet Mektebi'nin bu alanda yaptığı en önemli hareketlerden biri, vasiyet hakkındaki nasları gizlemekti. Bu konuda yapılan gizlemelerden bazı örnekler şunlardır: "En yakın akrabanı uyarıp korkut.."667 ayetinin tefsirinde […]

SÜNNET VE HADİSE YÖNELİK GİZLEME VE TAHRİF (2)

şöyle nakledilir: "Resul-i Ekrem'e `Ya Resulallah! Her peygamberin bir vasisi vardır, ya senin vasin kimdir?' diye sordum. O gün Resulüllah cevap vermedi. Fakat birkaç gün sonra beni çağırdı. Ben aceleyle huzuruna koştum. O, `Musa'nın varisinin kim olduğunu biliyor musun?' buyurdu. Ben, `Yûşa b. Nun'du' dedim. Peygamber, `Neden biliyor […]

SÜNNET VE HADİSE YÖNELİK GİZLEME VE TAHRİF (3)

Ali dedi ki, "Ben ya Resulallah!" Bunun üzerine Resulüllah O'nu ensesinden tutarak, "Bu sizin aranızda Benim kardeşim,vasim ve halifemdir. Bunu dinleyin ve itaat edin" buyurdu. Resulüllah'ın bu sözünü duyanlar gülerek yerlerinden kalktılar ve Ebu Tâlib'e, "Sana oğluna itaat etmeni emrediyor!" dediler. İbn-i Hişam, bu rivayeti silmiş (ve kendi deyişiyle, halkın […]

SÜNNET VE HADİSE YÖNELİK GİZLEME VE TAHRİF (4)

Allame Emini'nin "el-Gadir" adlı kitabından (c. 2, s. 288, 289) Hz. Ali'nin hilafeti ile ilgili hakikatler bu şekilde kaynaklardan silinirken, gerçeği yansıtmayan bazı ifadeler de kitaplara girmiştir. Sahih-i Müslim'de "Men Leanehu'n-Nebiy ev Sebbehu Cealehullah Lehu Zekaten ve Tuhra" bâbında, İbn-i Abbas'tan şöyle nakledilir: "Ben çocuklarla oynuyordum. O sırada Resulüllah […]

VASİLİKTEN BAHSEDENLERİN KINANMASI

İbn-i Kesir'in "Tarih"inde değindiği bazı konular şöyledir: "Şia'nın cahilleriyle aptal destancılarını razı eden ve övünç kaynağı olan şey tepeden tırnağa yalan ve iftira olan bir konudur, onlar `Resulüllah vasiyet ederek Ali'yi halife tayin etmiştir' diyorlar. Bu durumda ashab-ı kiramın Resulüllah'ın emrine itaat etmeyerek büyük bir hıyanet işlemiş olması […]
Scroll to top