EHL-İ BEYT İFADESİ TAM OLARAK KİMLERİ KAPSAMAKTADIR? (3)


"Hasin b. Semure, Zeyd b. Erkam'a, "Hz. Peygamber'in (s.a.v.) hanımları da Ehl-i Beyt'ten midir?" diye sorduğunda, Hz. Zeyd şöyle dedi: "Allah Teala'ya and olsun ki, hayır... Çünkü kadın, bir müddet eşiyle olur, boşanınca babasının evine döner ve babasının ailesine katılır, böylece kocasından bütünüyle kopar. Peygamberi Ekrem'in (s.a.v.) Ehl-i Beyt'i kendisine sadaka verilmesinin haram olduğu kimselerdir. Onlar hangi eve gitseler, nereye gitseler Hz. Peygamberin Ehl-i Beyt'i olmaktan çıkmazlar." Bazı kaynaklara göre, Ehl-i Sünnet âlimlerince Ehl-i Beyt kavramının içine Âl-i Aba olan "beş kişi"nin dışındaki kişilerin de dahil edilmeye çalışılması, özellikle İmam Ali'ye (k.veche) olan hased ve husumetten ileri gelmektedir ki, güya böylece O'nun Allah ve Resulü yanındaki makamı gizlenmek istenmektedir. Resulüllah'ın (s.a.v.) hayatında Ehl-i Beyt kavramının içini yalnızca Hz. Ali, Hz. Fâtımâ, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ile doldurması bir şeyin işaretidir. "Bu ayetin amacı, İslam'ın geleceğini kurumsallaştırmaktır."4 Resulüllah (s.a.v.), kendinden sonra İslam dinini emanet ettiği beş kişiyi ifade […]
Scroll to top